Abdülvahit Erdoğan

Abdülvahit Erdoğan'ın* 1971 yılında kaleme aldığı "Büyük Türkiye Stratejisi" isimli kitabını okuyorum. Kitabına şu dua ile başlamış:  BİSMİLLAHİRRAHMANİRRAHİM.  YARABBİ! -Biz Türkleri ilminle zengin eyle! -Güler yüz, iyi huylarla lütuflandır! -Öfkelerimizi tutacak sabır ve tahammülü üzerimizden eksik etme! -Sağlıkla güzelleştir! -Memleketimizi ma’mur eyle! -Devletimizi ebediyete kadar hür ve müstakil olarak muhafaza eyle! -Bütün dünyaya hidayet nurunu saçmak imkân ve fırsatını bizden esirgeme! AMÎN  Birbirinden ilginç ve dikkat çekici konuların yer aldığı kitapta ülkemizdeki insanları kategorilere ayırarak şöyle tanımlamaktadır. 1-İslami Grup: Bu gurup mensupları Türkiye’yi sadece bir İslami hareketin kurtaracağına inanırlar. Ahlakın temel direği olarak sadece dini aldıklarından, İslam ahlak ve faziletinin teessüs etmesi halinde bütün meselelerin otomatik olarak çözüleceğini kabul ederler. Referans olarak İslami değerleri önceleyen bu grubun, vatan sevgisinden zerrece şüphe edilmez…  2-Milliyetçi Grup: Bu grup mensupları, bütün hastalıkları Milliyetçilikle tedavi etmenin mümkün olduğuna inanırlar. Dinlerinde de mutaassıptırlar. Bunları;  A. Müslüman Milliyetçiler, B. Şaman Milliyetçiler olarak ikiye ayrılırlar. Bu gruba giren milliyetçiler; “Türk milletinin hakiki dini şamandır” gibi garip ve tehlikeli bir inanca sahiptirler. Bereket versin bunlar pek ekalliyette (azınlık) kalır. 3-Solcu Grup: Bunlar bütün davayı iktisadi yönden görürler. Millet, din vs gibi cemiyetin üst yapı değerlerini hiçe sayarlar. A. Gizli solcular, (Bunlar Lenin veya Mau'cu komünist uşakları olup, para ile tutulmuş hainlerdir. Bunların ipleri Yahudilerin elindedir...) B. Deşifre olmuş solcular, (bozucu ve bozguncu olan bu grup ihyadan ziyade imha, yapmaktan ziyade de bozmayı esas almaya çalışırlar) C. İktisadi görüşü sol olanlar, (devletine milletine sahip çıkmaya çalışan ama yeterince bilgilendirilmeyen solcular. Doğru olanlar doğru anlatıldığı takdirde daha makul çizgiye gelebilirler.) (s. 11-13) Kitapta dikkat çekici çok değişik konular mevcut. Onlardan biri de şu:  ‘Atatürk’ün Anıt Kabri yapılırken proje müsabakasında Yunan mabetlerinden mülhem olan bugünkü Anıttepe doğdu. Bu kadar çabaya göre her gün binlerce kişinin ziyaret etmesi gereken Anıt Kabre resmi günler dışında değil bir vatandaş Sayın İnönü acaba bir defa gitmiş midir? (kitabın 1971 yılında basıldığını hatırlatırım) dini bayramlarda giden bir kişi gösterebilir misiniz? Asla! ..  Neden Hacı Bayram Veli her gün ziyaretçilerle dolup taşarken, Türkiye’nin kurucu ve kurtarıcısı diye andığımız ve millete sevdirmek için bu kadar çaba sarf ettiğimiz halde her gün çoğalacağını sandığımız bu miktarın gün geçtikçe azaldığını görmekteyiz. Sebep!... Tarihten faydalanmadan, Türk sanat tarihini unutup Yunan eserlerini bir Türk büyüğüne Kabir yapmak için kullanmak suretiyle Atatürk’ü hakikaten gömdüler.’ (s. 74) Sözlerimizi başlarken olduğu gibi yine duamızla bitirelim. BİSMİLLAHİRRAHMANIİRRAHİM.  YARABBİ - Biz Türkleri ilminle zengin eyle! - Güler yüz ve iyi huylarla lütuflandır! - Öfkelerimizi tutacak sabır ve tahammülü üzerimizden eksik etme! - Sağlıkla güzelleştir! - Memleketimizi mamur eyle! - Devletimizi ebediyete kadar hür ve müstakil olarak muhafaza eyle! - Bütün dünyaya hidayet nurunu saçma imkân ve fırsatını bizden esirgeme! ÂMİN (s. 211) Mümkün olsa da bu ve buna benzer kitapları, okusak okutabilsek!.. --------------------0------------------ *Abdülvahit Erdoğan kimdir?  Abdülvahit Erdoğan, emekli kurmay albay. 1934 yılında İstanbul Harbiye’sinden mezun olmuş ve hastalığından ötürü mesleğinden ayrılmak zorunda kaldığı 2 Ekim 1962 tarihine kadar Türk Silahlı Kuvvetleri'nde komutan, öğretmen ve kurmay sıfatlarıyla görev yapmıştır. 1946 yılında yapılması düşünülen ihtilal anlayışından Menderes’in (DP) kazanmasıyla vaz geçmişler. 27 Mayıs 1960 ihtilalinde İstanbul ihtilal kuvvetlerini komuta etmiştir. Aynı yıl İstanbul Emniyet Müdürlüğü görevinde bulunmuştur. İhtilal sonrası olanlardan şikâyetçi olmuş ama nafile!.. Atı alan Üsküdar’ı geçmiş. Üzüntüsünden felç olmuş. 1962 yılında Türk Silahlı Kuvvetleri'ndeki görevinden emekli olduktan sonra liselerde matematik ve fizik öğretmenliği yapmıştır. 1970 yılında hayata gözlerini yummuştur. Ölümünden sonra da yayına hazırladığı Büyük Türkiye Stratejisi (Milliyetçi Toplumcu Ana Doktrin) isimli kitabı yayınlanmıştır.


BU SİTE İLE KURULMUŞTUR