Aslan Kurt Ve Tilki

Geçenlerde Atatürk Kültür Merkezi Başkan Yardımcısı Şaban Abak Bey’i ziyarete gittim. Son derce nezih bir muhabbetin ardından kaleme aldığı; “Tarifi Bende Bir İslam Aydını Olarak NASRETTİN HOCA” isimli kitabıyla, kurum olarak çıkarttıkları “ERDEM” dergisini armağan etti. Her ikisini de okudum. Erdem dergisinde ki, bir hikâye dikkatimi çekti. Siz değerli dostlarımla o hikâyenin bir kısmını paylaşmak istiyorum. Hikâyenin tamamını bahsi geçen dergiden okuyabilirsiniz. ***** HİKÂYE …Aslan, Kurt ve Tilki avlanmışlar. Avladıkları Öküz, Keçi ve Tavşanı paylaştırması için Aslan Kurt’a:        “ şunları pay et bakayım.” der Kurt’ta, Öküz Zat-ı Âlinize, Keçi bana Tavşan’da Tilki kardeşin olsun der.  Der demesine ama hemen Aslan pençesini attığı gibi Kurt’un kellesini koparır.  Bunun üzerine Tilkiye dönerek: “ sen taksim et” der.  Tilki “Aman efendim ne taksimi, bu semiz Öküz padişahımın kuşluk yemeği, Keçi öğleyin talihli padişahımın yahniliği, Tavşan ise şahıma akşam yemeği olsun” der.  Aslan, ‘Ey Tilki! Çok adilane davrandın. Böyle güzel bölüştürmeyi kimden öğrendin? Deyince,  Tilki: “Ey benim Yüce Sultanım! Kurdun halinden” der.  Bunun üzerine aslan: “İşini hatasız yaptın. Bu üç avı sana ihsan ettim, var git. Sen bize sadık oldun seni incitmemiz reva değildir.”  Geçmişte yapılanlardan örnek almak önemlidir. Tilki bunu yapıyor.  Değil mi ki, bugün başımıza gelenlerin hemen birçoğu geçmişte yapılanlardan yeterince ibret almayışımızdandır.  Akıllı kimseye firavunların ve Ad kavminin hâlini bilmek kibri bıraktırır. İbret sahibi işin gerçeğini anlar." Hikâyede Arslan simgesi ile devlet yönetimindeki erke işaret edilmektedir.  Arslan kurdun başını kopardı ki, iki baş maksada mâni olmasın. İki başlı bir devlet yönetiminin bekasının kötü olacağı gerçeğinin altı çizilmekte ve haddini bilmeyen kişilerin sonunun hüsranla neticeleneceği dile getirilmektedir. Tilki burada mantığı ve itidalli özelliği ile ön plana çıkmaktadır.  Yerini ve safını iyi etüt eder. Liderini zora sokacak çıkışlar yapmadığı gibi, sadakatini ve saygısını önderinden esirgemez. Bu arada tilkinin gücün ve güçlünün ne anlama geldiğini idrak etmesi de önemlidir. Bu idrak onu hem hayatta tutar hem de bir paye almasına olanak tanır.  Nitekim Aslan: "Kurdun hâlinden ibret almışsın. Yanımda sen tilki değil arsalansın" sözü, gücün akılla birleşmesi sonucu bir anlam kazanacağını, hatalardan ders alanların gücünden uzaklaşmayacağı, tecrübelerin de yaşam serüveninde önemli bir öğe olduğu ısrarla hatırlatılmaktadır…  Mevlânâ, burada sözün değerini ve doğru kelimeleri bir araya getirmiş, gerek devlet yönetiminde gerekse ümmet çerçevesinde kişi ve toplumların kendi değerini ve yerlerini iyi etüt etmeleri noktasına işaret etmiştir. İbret alınması gereken gelişmelerden yeterince ders çıkarılmasının iyi ve düzgün bir insan olma yolundaki öneme dikkat çekilen meselde, kibrin insan özünü zedeleyen tehlikeli ve yok edici bir özellik olduğu da vurgulanır... (Mini düzeltmenin dışında hiç yorum yapmadan aktardım.)  Erdem; 65; 2013


BU SİTE İLE KURULMUŞTUR